FUTURE 100 | 2020 | Küçük Bir Özet

Dünyanın en tanınmış pazarlama iletişimi markalarından biri olan J. Walter Thompson’ın bünyesindeki Innovation Group yılın trendlerine göz atan The Future 100 raporunu yayınladı. Rapor yıl sonunda yayınlanan tüketici davranışlarını inceleyerek bir sonraki yıl için tahminlerde bulunuyor. Bu yıl altıncısı yayınlanan rapor; 10 farklı konuda, 10 ana trendi ele alarak 100 eğilimi inceliyor.

Geçtiğimiz yıl yayınlanan The Future 100: 2019 tabulardan küresel problemlere etik konulardan teknoloji dünyasına kadar önemli konularda nokta atışı değerlendirmelerde bulunmuştu. 2020 yılına girmemizle birlikte 2010’lu yılları geride bıraktık. 2010’ların ikinci yarısı ile birlikte küresel aktivizm artarken bu durum markalar ve tüketicilerin de yönelimini belirledi. Şirketler etik odaklı yeni değer sistemlerine yönelirken sosyal ve çevresel meseleler markalar için daha değerli bir pozisyona geldi.

2020’de Kültür, Teknoloji ve İnovasyon, Seyahat ve Konaklama, Markalar ve Pazarlama, Yiyecek ve İçecek, Güzellik, Perakende, Lüks, Sağlık ve Finans kategoriler arasında öne çıkan trendler ise şöyle:

Ø Kültür:

Kültür konusunda iyimser bakış ön planda. Tüketicileri endişeye sürükleyen politik, ekonomik ve çevresel konular geleceğe daha sağlam ve düşünceli bakmaya sebebiyet verdi.

Pantone Renk Enstitüsü’nün 2020 İlkbahar / Yaz için tahminde bulunduğu trend renk sıcak ve parlak kırmızı tonu Flame Scarlet ve LEGO’nun daha iyi bir dünya için yaratıcılığı teşvik ettiği Rebuild The World kampanyası markaların geleceğe ilişkin düşünceli bakış açısını yansıtıyor.

Bu kategoride dikkat çeken bir diğer başlık ise Data Creatives (Veri Yaratıcıları) oldu. Aralarında Refik Anadol’un da bulunduğu incelemede yaratıcı projelerinde veriyi, makineyi ve yapay zekayı kullanan sanatçılar sanatta geleceğin kapsını aralayan kişiler olarak gösterildi. Refik Anadol’un New York’ta sergilenen Machine Hallucination (Makine Halüsinasyonu) isimli eseri raporda yer aldı.

Ø Teknoloji ve İnovasyon:

Teknoloji ve İnovasyon’da gizlilik dönemi başlıyor. Veri gizliliği bunların en başında yer alıyor. Markaların büyük ölçüde el altından ve etik dışı aldığı verileri kullanması tüketicileri yeni seçenek arayışlarına itiyor. Herkesin kendi verine sahip olduğu ve dijital kimliklerini kontrol edebildiği bir gelecek yaklaşıyor. The new rules for facial recognition (Yüz tanımada yeni kurallar) ve Haptic tech (Haptik teknoloji) diğer dikkat çeken başlıklar arasında yer alıyor.

Ø Seyahat ve Konaklama:

İklim krizi önemli bir gündem maddesi olmaya başladıkça markaların sürdürülebilirlik planları da öncelik kazanmaya başlıyor. Biyo-yakıtlar ile yapılan yolcular seyahat endüstrisinde yeni girişimlerin kapısını aralıyor. Yenilebilir enerji ile çalışan ve temiz enerji ilkesine sahip Oslo Airport City enerji konusunda getirdiği yenilikler ile örnek oluyor.

Uçak yolculuğunun karbon ayak izini doğrudan ve oldukça arttıran bir ulaşım aracı olması Slow travel (Yavaş seyahat) seçeneğini gündeme getiriyor.

Ø Markalar ve Pazarlama:

Müşteriler sıfır karbon politikaları konusunda markaları şeffaf olmaya zorluyor. Çevresel etkilere önem veren markalar müşterinin sadakatini kazanıyor. Tüketiciye verilen değer odaklı artan hizmet kapitalist düzen karşısında daha baskın hala geliyor. Gamefluencers (oyuncu influencer’lar) bir diğer dikkat çeken başlık. League of Legends geliştiricisi Riot Games’in, Louis Vuitton ile yaptığı iş birliği buna örnek gösterilebilir. Yapılan anlaşmaya göre oyun içi özel kapsüller ve karakterlere özel kostümler Dünya Şampiyonası ile satışa çıkarılmıştı.

Ø Yiyecek ve İçecek:

Anti-Instagram interiors yani “Instagram’dan arındırılmış bölgeler” trendi başlıyor. Sosyal medya yüzünden öngörülebilir ve monoton tasarıma sahip birbirinin kopyasını andıran tasarımlardan uzaklaşılıyor. Dijital paylaşım yerine kişisel etkileşime öncelik veren kapalı ve samimi alanlar ön plana çıkıyor. Futureproof recipes (Gelecekteki değişimlerden etkilenmeyecek içeriklere sahip tarifler), Biodiverse dining (Biyolojik çeşitliliğe sahip öğünler) diğer öne çıkan başlıklar.

Ø Güzellik:

Tüketiciler doğal ve sürdürülebilir ürünlere yöneliyor. Markalar kozmetik ürünlerini denemeyi ve satın almayı tercih eden kullanıcılar için deneyim alanlarına yer veriyor. Skincare 2.0 (Cilt bakımı 2.0) ile birlikte teknoloji ve güzellik bir araya geliyor. Cilde özen yeni seviyeye çıkıyor.

Ø Perakende:

Etik düzenlemeler satın alma kararlarında kilit rol oynuyor. Markalar tüketicilerin alışveriş yapmasını teşvik etmek amacı ile ürünlerini değerine göre sıralıyor. Ayrıca Abonelik sistemi artık sadece spor salonları veya gazeteler için değil. Müzikten konsol oyunlara, kişisel bakımdan Lexus otomobillerine kadar yaşamın her anına abonelik sistemi yerleşmeye başlıyor.

Ø Lüks:

Retro oyun sektörü Louis Vuitton, Gucci, Chanel gibi markaların merceği altında. Müşterilerin değerlerine önem veren vegan oteller yükselişte olan bir diğer kategori.

Ø Sağlık:

Cinsiyet normlarını sorgulayan Genderless periods bu kategoride yer alıyor. Orkid’in (Always) ikili toplumsal cinsiyet sistemine dahil olmayan non-binary tüketiciler için yapmayı planladığı hamle ses getirmişti. Paketlerindeki kadını temsil eden Venüs simgesini kaldırması adet döngüsüne cinsel yaklaşımı ortadan kaldırmayı amaçlıyordu. Tampon veya ped yerine kullanılabilen iç çamaşırları ile bilinen Thinx markasının MENstruation kampanyası da örnek olarak gösterilebilir. Psychedelic health (Psikedelik sağlık) ise bu kategoride öne çıkar diğer başlık oldu. Görünen o ki psikedelik ilaçlar ve non-binary tüketiciler 2020’ninde önemli konuları arasında olacak.

Ø Finans:

Çevre odaklı ve karbon sıfır odaklı çözümler bu kategoride de ön planda. Tüketiciler alışverişlerinde karbon emisyonunu göz önündü bulunduruyor. Karbon emisyonlarını takip eden DO Black adlı kredi kartı bunu göstergesi. Bu kategorideki diğer trendler Biometric payments, Gen Z finances (Z jenerasyonun mali durumu), Subscription-based insurance (Abonelik esaslı sigorta) oldu.